Mersin Eğitim-Sen’de 23. Yıl kutlaması

Eğitim- Sen’in 23. kuruluş yıldönümü sebebiyle Mersin  Şubesi’nde  düzenlenen gecede, KHK’lar ve OHAL değerlendirildi. Eğitim-Sen Mersin Şubesi 23. yıl kutlamasını şube binasında düzenlediği bir etkinlik ile kutladı. Gecede konuşan Şube Başkanı Sinan Muşlu KESK ve Eğitim-Sen’lilerin kamudan ihracını eleştirerek, “15 Temmuzdan bu yana gelişmeleri incelediğimizde en ağır darbe koşullarını yaşıyoruz. 110 binleri aşan işinden, ekmeğinden […]

Eğitim- Sen’in 23. kuruluş yıldönümü sebebiyle Mersin  Şubesi’nde  düzenlenen gecede, KHK’lar ve OHAL değerlendirildi.

Eğitim-Sen Mersin Şubesi 23. yıl kutlamasını şube binasında düzenlediği bir etkinlik ile kutladı. Gecede konuşan Şube Başkanı Sinan Muşlu KESK ve Eğitim-Sen’lilerin kamudan ihracını eleştirerek, “15 Temmuzdan bu yana gelişmeleri incelediğimizde en ağır darbe koşullarını yaşıyoruz. 110 binleri aşan işinden, ekmeğinden edilmiş ihraç var. Darbeyi askerler yaptı. Askerden daha fazla öğretmen ihraç edilmiş. Darbeye katılan polisler var deniliyor. Polisten daha fazla öğretmen ihraç edilmiş. Eline silah alıp Milli Eğitim Müdürlüklerini işgal eden öğretmen topluluğu gördünüz mü? Hayır. Çünkü eğitim emekçileri barışı ve laik, demokratik, bilimsel, anadilde eğitimi savunurlar da ondan. Bu yapılanmaya karşı mücadele eden Eğitim-Sen’liler, KESK’liler ihraç ediliyor. Bu tam anlamıyla karşı darbe girişimidir. Karşı darbeye karşı eğitim emekçileri, KESK’liler direnecektir.” dedi.

Üniversite yönetimi tarafından sözleşmesi yenilenmediği için işten atılan ve verdiği hukuk mücadelesi ile işe geri dönen Barış İçin Akademisyenler Bildirisi destekçisi Yrd. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim de, hükümetin kendisine muhalif olanları KHK’larla susturmaya çalıştığını belirterek, “Hukukun mevcut duruma uydurulması süreci işlemiyor aslında. Hukukla yapılan bir şey değil. Siyaseten ihraç diyebiliriz bunlara, bir çeşit siyaseten katli gibi. Osmanlı’da, reformlar arasında gözden düşen bürokratların mesela nasıl katlederek ortadan kaldırıldığı süreçler yaşanıyorsa şimdi de aynı şeyi yaşıyoruz aslında.  Arkadaşlarımızın bir an önce aramıza dönmesi için elimizden gelen desteği göstermek yolunda çalışmaya devam ediyoruz. Umarım seneye bir dahaki kuruluş yıldönümümüzü onlarla birlikte kutlarız.” diye konuştu.

KHK ile birlikte işinden olan bir diğer barış imzacısı akademisyen Doç. Dr. Metin Altıok da kuruluşundan itibaren Eğitim-Sen’in içinde olduğunu belirterek, “Bizim için ihraç olmuş olmak, görevden çıkarılmış olmak sendikalı olma halimi bitirmiş değil. Biz hala sendika üyesiyiz. Belki de tüm sendikaları yeniden tartışmaya açmak lazım. Sendikayı üye olan herkesin sendika tarafından sahip çıkılması gereken bir oluşum diye tanımlamak gerekiyor. Görevden atıldığımdan beri şunu söylüyorum: ‘Sendikam var’, dolayısıyla o sendikanın bana sahip çıkması üzerinden kurgu yapıyordum. Acaba sahip çıkar mı çıkmaz mı diye kuşkum yoktu. Sahip çıkmayan olabilir ama üyelerin büyük çoğunluğu da sendikaya sahip çıktı. Sendika kitleyi sürüklemiyor, kitle sendikayı sürüklüyor aslında. Böyle tanımlarsak Eğitim–Sen ve onun gibi sendikaları o anlamda olması gereken bir şeydi. Eğitim-Sen’de bunu hakkıyla yerine getirmeye çalıştı. Ben ihraç edilen sözünü kullanmayı çok sevmiyorum. Biz atıldık biz ihraç edilmedik.  İhraç edildiğinizde bir yerden bir yere sürülürsünüz. Biz atıldık, sendikamız üyesine hem maddi hem de manevi olarak sahip çıktı. Dolayısıyla bizde o sahip çıkmanın getirisi ile buradayız, varız. Sendikayı sürükleyen üyeye de bu anlamda bir anlam yüklemek gerekiyor.” dedi.