#SenDeAnlat – Rümeysa Çamdereli: Kadına sistematik baskı İslam dini gerekçe gösterilerek meşrulaştırılamaz

“Kadınların ve bilhassa Müslüman kadınların; gündelik deneyimlerine, dertlerine, umutlarına, mücadelelerine dair kendi sözümüzü söyleyeceğimiz bir mecramız olsun istedik.” Reçel Blog işte bu ihtiyaçla, altı kadın tarafından, 2014’te kuruldu. Muhafazakar çevrede “kutsallığı” vurgulanan anneliğin getirdiği zorluklar, ikili ilişkiler, evlilik ve boşanma, kadına şiddet gibi konular, editör ve konukların yazılarıyla yaşamın birer parçası haline geliyor. Kadınlık hali, evin […]

“Kadınların ve bilhassa Müslüman kadınların; gündelik deneyimlerine, dertlerine, umutlarına, mücadelelerine dair kendi sözümüzü söyleyeceğimiz bir mecramız olsun istedik.”

Reçel Blog işte bu ihtiyaçla, altı kadın tarafından, 2014’te kuruldu.

Muhafazakar çevrede “kutsallığı” vurgulanan anneliğin getirdiği zorluklar, ikili ilişkiler, evlilik ve boşanma, kadına şiddet gibi konular, editör ve konukların yazılarıyla yaşamın birer parçası haline geliyor. Kadınlık hali, evin dışına taşıyor.

Reçel Blog’un kurucularından biri de, Rümeysa Çamdereli.

“Kadına ayrımcılık yapan ya da kadını baskılayan söylemlerin İslami temellere dayandırılmasına” karşı çıktıklarını söyleyen Çamdereli, “Şöyle yapmalısın”, “Bunu yapamazsın”, “Bu haram” gibi tepkilerle de mücadele ettiklerine vurgu yapıyor.

 

“Kendisini Müslüman olarak tanımlayan kadınlar şunu söylüyor: Benim inandığım din, bu değil” diyen Çamdereli, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Bu insanlar bunları Müslüman oldukları gerekçesiyle söylüyorlarsa, burada bir hata, bir yanlışlık var. Ben dinimi böyle yaşamıyorum.

“Herhangi bir camiadan, gruptan kadın, anne olduktan sonra dışarıya, kamusal alana çıkmak konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Bunun kendisi, bir yalnızlaşma. Müslümanlık üzerinden gittiğinde de buna “kutsiyet” atfedilmesi nedeniyle, hiçbir probleminin olmaması, sadece çocuğunu yetiştirmek üzere bir hayat kurman gerekiyor. Biz böyle bir anneliği kurgulamıyoruz, reddediyoruz.”

reçel logo

Hollywood’da cinsel tacize karşı başlatılan #MeToo gibi hareketleri takip de ettiklerini, bu konuda yazı ve yorumlar aldıklarını söyleyen Çamdereli, konuk yazarlardan gelen hikayeler arasındaysa taciz deneyimlerinin çok fazla anlatılmadığı görüşünde:

“Cinsel taciz gibi bir meselenin çok açıklıkla konuştuğu yazılar yayınladığımızı iddia edemeyeceğim. Vajinismusla ilgili bir yazı yayınladığımızda ise çok heyecanlandık. Biliyoruz, binlerce kadın bunu tecrübe ediyor.”

“Kadın programlarında bir şiddet vakası olduğunda, önerilen çözüm, erkeğin öfke kontrolünü sağlaması. Erkek şiddetinin sistematik olduğu ve erkekliğin kendisiyle ilişkili olduğuna, bunun sadece bir psikolojik problem olmadığına, bütün kadınların da benzer şeyler yaşadığına dair farkındalık yaratmak için, bu meseleyi daha fazla konuşmaya, anlatmaya ihtiyaç var.”

 

Haber: Öykü Altuntaş

Kaynak: BBC