İHD Sur Gözlem Raporunu Yayınladı

İHD, 31 Mayıs tarihinde oluşturduğu bir heyetle Sur ilçesinin Lalebey ve Alipaşa mahallelerinde yaptıkları ‘Gözlem Raporunu’ kamuoyu ile paylaştı. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi (İHD), Sur ilçesine bağlı Alipaşa ve Lalebey Mahalleleri Gözlem Raporu’nu yayınladı. 31 Mayıs tarihinde İHD tarafından oluşturulan bir heyet mahallelerde hak ihlallerine ilişkin gözlemde bulundu. Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde, “kentsel dönüşüm” […]

İHD, 31 Mayıs tarihinde oluşturduğu bir heyetle Sur ilçesinin Lalebey ve Alipaşa mahallelerinde yaptıkları ‘Gözlem Raporunu’ kamuoyu ile paylaştı.

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi (İHD), Sur ilçesine bağlı Alipaşa ve Lalebey Mahalleleri Gözlem Raporu’nu yayınladı. 31 Mayıs tarihinde İHD tarafından oluşturulan bir heyet mahallelerde hak ihlallerine ilişkin gözlemde bulundu. Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde, “kentsel dönüşüm” kapsamında tescilli yapılar dışında kalan 850’yi aşkın yapının yıkılmasının kararlaştırıldığı kaydedildi.

İHD tarafından yayınlanan rapor şu şekilde:

“31 Mayıs 2017 tarihinde Saat 10.30 sularında Diyarbakır ili Sur ilçesi Alipaşa ve Lalebey mahallelerine giden heyet, mahalle sakinleri ve mahalle muhtarı ile görüşmelerde bulunmuştur. Yapılan görüşmelerde 2012 tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, TOKİ ve Çevre Şehircilik Bakanlığı arasında oluşturulan protokole dayanılarak bahsi geçen yerleşim birimlerinin kamulaştırıldığı bilgisi edinilmiştir. Yine Diyarbakır Valiliği tarafından da mahalle sakinlerine 2 hafta süre verildiği ve bu süre sonrasında evlerini tahliye etmeleri istenmiştir. Valilik tarafından bu süre içerisinde boşaltma işlemini gerçekleştiren mahalle sakinlerine eşyalarını nakletmek için ve 6 aylık kira yardımında bulunulacağı heyete aktarılan bilgiler arasında yer almıştır.

Su ve elektrikler kesik

Her iki mahallede boşaltılmış evlerin yıkım işleminin iş makinalarıyla sürdürüldüğü heyet tarafından gözlenmiştir. Diyarbakır Valiliği tarafından evleri istimlak edilen hak sahiplerinin evlerin boşaltmaları ve mahalleden ayrılmaları amacıyla 9 gündür (22 Mayıs tarihi itibariyle) okul, cami gibi kamusal hizmet yerleri de dâhil olmak üzere tüm yaşam ve barınma alanlarının içme ve kullanma suyu şebekelerinin kesildiği heyetimiz tarafımızdan görülmüştür.

Mahalle muhtarlarıyla yapılan görüşmelerden edinilen bilgilere göre her iki mahallede tahmin edilen binlerce insan yaşamaktadır. Su şebekelerinin kesik olması nedeniyle bidon, tanker, kap-kacak gibi taşıma araçlarıyla su sevkiyatının yapıldığı ve su ihtiyacının bu şekilde karşılanmaya çalışıldığı heyete iletilmiştir. Yine elektrik şebekelerinin kesik olduğu ve enerji ihtiyacının karşılanmasında zorluklar yaşandığı, akşam ve gece saatlerinde mum gibi ilkel araçlarla aydınlatma ihtiyaçlarını karşıladıkları bilgisi heyet ile paylaşılmıştır.

Polisler tarafından tehdit, baskı, taciz

Mahalle sakinlerinin ile yapılan görüşmelerde ise; yıkım işlemleri sırasında güvenlik gerekçesiyle mahallede bulunan kolluk kuvvetleri tarafından mahalle sakinlerinin tehdit, baskı, taciz edildikleri, ve yine hakaretlere maruz kaldıkları iddiası heyete aktarılmıştır. Mahalleye tankerle taşınan içme ve kullanma suyu nedeniyle özellik çocuk ve yaşlı kesimde ishal vakalarının arttığı bilgisi heyet ile paylaşılmıştır. Alipaşa Mahallesi’nde KOAH ve astım hastalıkları bulunan yaşlı bir kişinin akşam saatlerinde gelişen nefes darlığı rahatsızlığına evde bulunan nebül cihazı ile müdahale edilemediği ve elektrik kesintileri olması nedeniyle kronik hastalığa sahip, sürekli ilaç kullanmakta olan hastaların ilaçların bozulduğu ve bundan kaynaklı mağduriyet yaşadıkları bilgisi heyet ile paylaşılmıştır.”

Heyet tarafından yapılan görüşmelerden elde edilen sonuçlar:

“Acele kamulaştırılan taşınmaz malların mülk sahipleri tarafından boşaltılması istenmektedir. Boşaltılan evlerin de yıkım işlemleri devam ettiği görülmüştür. Haklarında verilen “boşaltma ve yıkım kararı” nedeniyle mahalle sakinlerinin de hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilememesi gerekçesiyle evlerini terk etmek istemedikleri anlaşılmıştır. Yetkililer tarafından, hak sahiplerinin mağduriyete ilişkin itirazlarının görmezden gelinerek değerlendirilmediği, aksine yıkım kararının uygulanabilmesi için hak sahiplerinin mahalleden zorla çıkarılmasına dair bir takım tebdirler alındığı tespitine varılmıştır. Alınan tedbirlerin, yurttaşların yaşamsal nitelikle ihtiyaçlarının engellemesi şeklinde oluşturulduğu ve hayata geçirildiği, bu durumun da insan hakları ihlallerine yol açtığı kanaatine varılmıştır.”

Raporda son olarak şu talep ve önerilere yer verildi:

“* Mahalle sakinlerinin talepleri dikkate alınmalıdır.

* Mahalle sakinleri, temel kamu hizmetlerinden mahrum bırakılmamalı ve bir an önce içme ve kullanma suyu ile elektrik hizmeti sağlanmalıdır.

* Yetkililer ve hak sahipleri arasında sorunun çözümü konusunda diyalog sağlanmalı, Sur’un tarihi dokusu ve demografik yapısı korunarak yaşanan soruna acil olarak çözüm üretilmelidir.”