Irak’taki referandum krizinin sivil toplum örgütlerine etkileri

Yük taşımacılığına getirilen yasaklar, kontrol noktalarında artan gerilim… Sivil toplum örgütleri, Musul’un düşüşünden bu yana -zaten insani anlamda gergin olan bir bağlamda, Irak Kürdistan’ındaki bağımsızlık referandumu sonrası ortaya çıkan krizin ilk etkilerine maruz kalmaya başladı. Havaalanlarının kapatılması ilaç, teçhizat ve lojistik ekipman tedariki konusunda sıkıntılar yaratıyor Geçen cuma öğleden sonrası itibariyle yurtdışına sefer yapan uçaklar Kürdistan’ın […]

Yük taşımacılığına getirilen yasaklar, kontrol noktalarında artan gerilim… Sivil toplum örgütleri, Musul’un düşüşünden bu yana -zaten insani anlamda gergin olan bir bağlamda, Irak Kürdistan’ındaki bağımsızlık referandumu sonrası ortaya çıkan krizin ilk etkilerine maruz kalmaya başladı.

Havaalanlarının kapatılması ilaç, teçhizat ve lojistik ekipman tedariki konusunda sıkıntılar yaratıyor

Geçen cuma öğleden sonrası itibariyle yurtdışına sefer yapan uçaklar Kürdistan’ın başkenti Erbil ve Süleymaniye’yi terk etti. Bağdat, halkın ezici bir çoğunluğunun ‘evet’ dediği referandumu geçersiz kılmak için hava sahasını kapatmaya yönelik yaptırımlarda bulundu. Erbil havaalanı yönetimine göre yasaklar, insani, askeri ve diplomatik uçuşlara uygulanmasa dahi, bölgeye gelmek için ticari uçuşları kullanan STK çalışanlarını ciddi bir şekilde etkiledi.

Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Kuzey Irak Sorumlusu Malika Saïm, “Çalışanların (bölgeden) ne gelebildiklerine ne de çıkabildiklerine” dikkat çekiyor. Saïm, ayrıca “Bağdat-Erbil arasında insani yardım uçuklarını kullanmanın da zorlaştığını” sözlerine ekliyor. Saïm hava sahasının kapatılmasıyla geçen cuma, Bağdat üzerinden Erbil’e gelen kargoların iptal edildiğini üzüntüyle söylerken bunun ilaç, teçhizat ve lojistik ekipman tedariki konusunda sıkıntılar yarattığını vurguluyor.

“Irak Ordusu askerleri ve bazı milisler kontrol noktalarında hem sivil Kürtlere hem de insani yardım çalışanlarına hakaretlerde bulunuyor”

Action Contre la Faim’in (ACF) Ortadoğu Müdür Yardımcısı Eric de Guerpe ise, Irak Ordusu askerleri ve bazı milislerin kontrol noktalarında hem sivil Kürtlere hem de insani yardım çalışanlarına hakaretlerde bulunduğunu aktarıyor. Birçok insani yardım örgütü gibi ACF de, Kürdistanı, Kuzey Irak’taki faaliyetlerinin lojistik merkezi olarak kullanıyordu. De Guerpe, referandumdan önce Kürdistan üzerinden Musul’daki programa erişimin zorluğuna dikkat çekerek, bundan sonra işlerin nasıl yürüyeceği konusunda endişeli olduklarını dile getiriyor.

Yeryüzü Doktorları (Médecins du Monde- MDM) acil operasyonlar sorumlusu Marius Musca da, iki-üç günden bu yana Kürdistan ile Musul bölgesi arasındaki çalışanların etkinliklerini iptal etme kararı aldıklarını açıklıyor.

‘Akut’ ihtiyaçlar

MDM acil operasyonlar sorumlusu Musca “Kontrol noktalarında sorunları bekliyorduk ve yer değiştirmedik” derken, kliniklerin maksimum düzeyde olmasa da, yüzde 60-70 civarında açık kaldığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) göre insani ihtiyaçlar akut durumda. OCHA’nın rakamlarına göre sekiz ay süren mücadeleden sonra temmuz ayında kurtarılan Musul’da 700.000 kişi yerlerinden edildi. Ağustos ayında Musul’un istikrarı (BM henüz altyapının yeniden yapılandırılması, konut, eğitim sistemi, polis  vs. üstesinden gelmiş değil ) için en büyük meydan okuma nitelendirmesinde bulunan BM insani yardım koordinatörü Lisa Grande ise IŞİD’e karşı gerçekleşen operasyonlarda hâlâ on binlerce kişinin etkilediğine işaret ediyor

“Kritik eşiğe yaklaşılıyor”

OCHA güncel olarak ise “tüm tarafları sorumluluklarını üstlenmeye ve ihtiyaç sahiplerini engellenmeden insani yardım sağlamaya” çağırıyor.

MSF’den Malika Saïm sorunlarla şimdilik başedilebildiklerini fakat kısıtlı zaman sorunu olduklarını, kendi yapısal sorunlarının iki hafta içerisinde halledilememesi halinde kritik eşiğe yaklaşılacağının altını çiziyor. Sınır Tanımayan Doktorlar ise sorunsuz bir şekilde hizmetlerini üç ay süresince sürdürebilecekleri miktarda stoklara sahip olduklarını belirtirken, Marius Musca bu sürecin ötesine geçildiği takdirde, söz konusu örgütün faaliyetleri ve nihai olarak nüfus üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyor.

“Bağdat blöf yapıyor”

Handicap International’in Irak program sorumlusu Thomas Hugonnier ise şimdilik bir kestirimde bulunmaktan uzakta. Hugonnier “Kuşkusuz bir risk var ama an itibariyle bu doğrulanmadı” derken yardım örgütünün sahada çalışmaya devam ettiğine işaret ediyor.

İsmini vermek istemeyen bir başka insani yardım görevlisi ise söz konusu ablukanın Bağdat yönetiminin bir blöfü olduğunu söylerken “İdari kısıtlamalar, faaliyet gösterilen tüm ülkelerde bulunabilir. Ve biz çok fazla sorun olmadan Musul krizini yaşadık halbuki durum Güney Sudan’da, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde veya Yemen’de çok daha karışık” diyerek, yaşanan krizin aşılabileceğine işaret ediyor.

Söz konusu yazı Fransız Le Point Dergisi’nin internet edisyonundan çevrilmiştir.

Çeviren: Erdal Aktaş

Ana görsel: © SAFIN HAMED AFP