KA.DER’den Vekillere Laiklik, Demokrasi ve Eşitlik Talebi

Vekillere açık mektup yazan Kadın Adayları Destekleme Derneği, “Son yıllarda mevcut düzenlemeleri iyileştirmek yerine; son yıllarda bütün gayretimizi ve enerjimizi mevcut hakların kaybedilmemesinden yana sarf etmek durumunda bırakılmaktayız” dedi. Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), Nüfus Hizmetleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na ilişkin milletvekillerine açık mektup yazarak “Laiklik, demokrasi ve eşitlikten yana tavır […]

Vekillere açık mektup yazan Kadın Adayları Destekleme Derneği, “Son yıllarda mevcut düzenlemeleri iyileştirmek yerine; son yıllarda bütün gayretimizi ve enerjimizi mevcut hakların kaybedilmemesinden yana sarf etmek durumunda bırakılmaktayız” dedi.

Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), Nüfus Hizmetleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na ilişkin milletvekillerine açık mektup yazarak “Laiklik, demokrasi ve eşitlikten yana tavır koymanızı talep ediyoruz” dedi.

Müftülere nikâh yetkisi veren, evlilikle Türkiye vatandaşlığına geçenler için “genel ahlak” kriteri getiren ve sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildiriminin sözlü beyanla yapılmasını yeterli bulan tasarı meclise sunulduğundan bu yana kamuoyunda tepki çekmişti.

KA.DER’in mektubu şöyle:

26. TBMM Dönem Tüm Kadın ve Erkek Milletvekillerine Açık Mektup: Laiklik, Demokrasi ve Eşitlikten Yana Tavır Koymanızı Talep Ediyoruz

Sayın Milletvekili,

Türkiye’de kadın hakları adına mücadele eden sivil dernekler olarak; ülkemizin ve toplumumuzun huzuru ve ilerlemesi için cinsiyet eşitliğini sağlayacak politikalar üretmek, halkı bu konuda bilinçlendirmek ve kanun koyucular ile birlikte çalışarak mevcut düzenlemeleri iyileştirmek yerine; son yıllarda bütün gayretimizi ve enerjimizi mevcut hakların kaybedilmemesinden yana sarf etmek durumunda bırakılmaktayız. Şu anda da karşı karşıya kaldığımız durum tam olarak budur. 91 yıl önce elde ettiğimiz kazanımlarımızın geriye gittiğini gözlemlemekteyiz.

Geçtiğimiz hafta meclise sunulan “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik” başlıklı yasa tasarısı kapsamında il ve ilçe müftülerine evlendirme yetkisi verilmesi ve evde yapılan doğumlarda, çocukların doğum bildiriminin sözlü beyanının da yeterli sayılması gündeme getirilmiştir.

Böyle bir yasanın teklif dahi edilebiliyor olması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin son zamanlarda kadın haklarının vahim durumunu göz ardı ettiğinin bir göstergesidir. Kuruluş amacımız ve bütün faaliyetlerimizin temelinde; cinsiyet eşitliğini ve kadın bakış açısını toplumun her kesimine yaygınlaştırmak üzere karar alma mekanizmalarındaki kadınları desteklemek ve güçlendirmek olduğu için; siyasi görüşünden bağımsız olarak desteklediğimiz 26. dönem kadın milletvekilleri başta olmak üzere, tüm milletvekillerine soruyoruz:

  • Evlendirme yetkisinin din memurlarına verilmesi nasıl bir ihtiyaçtan ileri gelmektedir? Bu laikliğe aykırı bir düzenleme değil midir?
  • Evlendirme yetkisinin devamında boşanmanın, miras hukukunun ve eşler arasındaki ilişkilerin de düzenlemeye dahil olmayacağının garantisini topluma verebilir misiniz?
  • Çocuk istismarının, yasa dışı veya zorla evliliklerin büyük kısmı doğum nedeniyle gidilen hastanelerde ve nüfus kaydı esnasında ortaya çıkmaktadır. Yapılacak böyle bir değişiklikle hastane dışında doğum yapılması durumunda herhangi bir belge istenmeden, çocuğun herhangi bir yakını tarafından yapılacak sözlü beyan üzerine yeni doğan çocukların nüfus kaydı altına alınması; toplumumuzun en büyük yaralarından biri olan çocuk istismarı vakalarının üzerinin örtülmesine zemin oluşturacak ve çocuk istismarını teşvik edecektir. Bunu değerlendiriyor musunuz?

Türkiye’de yaşayan kadın ve çocukların haklarını istismar edecek ve laikliği tehdit eden bu yasa tasarısını kararlılıkla ve kesin olarak reddetmenizi bekliyoruz.
KAYNAK: BİANET