Çocuk İstismarı Dosyaları Örgüt Üyeliğini Geçti

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi: 2015 yılı verilerine göre örgüt üyeliğini düzenleyen 314. maddeden açılan dosya sayısı 16 bin. Çocuğun Cinsel istismarı Suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinden açılan dosya sayısı ise 17 bin. Bu da durumun vehametini ortaya koymaya yeter. 2009 yılında kurulan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, çocuk haklarıyla ilgili her alanda […]

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi: 2015 yılı verilerine göre örgüt üyeliğini düzenleyen 314. maddeden açılan dosya sayısı 16 bin. Çocuğun Cinsel istismarı Suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinden açılan dosya sayısı ise 17 bin. Bu da durumun vehametini ortaya koymaya yeter.

2009 yılında kurulan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, çocuk haklarıyla ilgili her alanda çalışma yürütüyor. Sadece Diyarbakır’da değil ülke genelindeki çocuklara yönelik ihlal davalarına katılmaya çalışan merkezin Başkanı Mahmut Çiftçi, “Dosyalara taraf olmaya çalışıyoruz.  Fakat bazen bu olaydan direk etkilenme durumumuz olmadığı gibi hukuki engeller konularak,  katılma taleplerimiz reddediliyor.  Merkez olarak, Irmak Bal dosyası, Aladağ yurt yangını, Karaman dosyası gibi dosyalara müdahil olduk” dedi.

Çocuklarla ilgili ihlallerle ya da çocukların karıştığı suçlarla ilgili davalarda uluslararası sözleşmelerde belirtilen çocuğun üstün yararını koruma gibi bir niyet gözetilmediğini ve çocuğun bir yetişkin gibi yargılandığını belirten Çiftçi, bunun çocuklar için hak ihlali olduğunu ifade ediyor. Bu durumun özellikle çocuk istismarı davalarında sık görüldüğünü ve mahkemelerde sanığın haklarının çocuğun haklarının üstünde değerlendirdiği durumlar yaşandığını belirten Çiftçi, “Orada mağdur olan çocuk ve psikolojisidir. Çocuğun hayatı üzerindeki etkilerinin iyi irdelenmesi ve iyi anlaşılması gerekirken biz sadece sanığa odaklanıyoruz.  Aslında şöyle söyleyeyim hem hâkimlerin bakış açıları ile ilgili bir durum hem de her alanda olduğu gibi çocuk dikkate alınmıyor” dedi. Çocuk istismarının artan toplumsal bir sorun halin geldiğini belirten Mahmut Çiftçi, ‘’Bugün sokağa çıktığınız zaman ‘Türkiye’nin en büyük sorunu nedir?’ diye sorduğunuzda büyük ihtimalle ‘işsizlik’ ve ‘terör’ diyeceklerdir. Ama yine 2015 yılı verilerine göre örgüt üyeliğini düzenleyen 314. maddeden açılan dosya sayısı 16 bin. Çocuğun Cinsel istismarı Suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinden açılan dosya sayısı ise 17 bin. Bu da durumun vehametini ortaya koymaya yeter.”

Merkez olarak çocuk istismarı davalarına yoğunlaştıklarını belirten Mahmut Çiftçi, hukuki engellerin yanı sıra, ailelerin bu davaları kapatmaya çalışmaları gibi sorunlarla uğraştıklarını söylüyor. Bu davaların ülkenin her tarafında yaşanan bir suç tipi olduğunu da belirten Çiftçi, “Bu bir zihniyet meselesidir. Bölge dil, din, cinsiyet ayrımı fark etmiyor. Bu zihniyeti de cezaları arttırarak ya da hadım etme gibi alternatif ceza yöntemlerini deneyerek önüne geçmeniz mümkün değil. Cezanın artırılması ya da indirilmesi değildir. Zihinsel bir mücadele yürütmeniz gerekiyor.  Sorunun kökenine inme anlayışı geliştirmediği sürece maalesef artarak devam edeceğini görüyoruz” diyor.