Körfez monarşileri arasındaki kriz İsviçre’deki sivil toplum kuruluşuna ulaştı

“Suudi Arabistan ve müttefiklerinin sorunu, bizim bu ülkelerdeki belgelenmiş zorla kayıp ve işkenceler üzerine çalışmamız ve Birleşmiş Milletler’e bildirmemiz. Bu da, onlar tarafından ‘terörist’ olarak tanımlanmamıza yetiyor” Körfez ülkelerindeki petrol monarşileri arasındaki diplomatik kavga Ortadoğu’yu aşarak İsviçre’ye ulaştı. Suudi Arabistan ve müttefikleri geçen perşembeyi cumaya bağlayan gece Katar tarafından desteklendiğini iddia ettikleri “terörist listesini” dünya […]

“Suudi Arabistan ve müttefiklerinin sorunu, bizim bu ülkelerdeki belgelenmiş zorla kayıp ve işkenceler üzerine çalışmamız ve Birleşmiş Milletler’e bildirmemiz. Bu da, onlar tarafından ‘terörist’ olarak tanımlanmamıza yetiyor

Körfez ülkelerindeki petrol monarşileri arasındaki diplomatik kavga Ortadoğu’yu aşarak İsviçre’ye ulaştı. Suudi Arabistan ve müttefikleri geçen perşembeyi cumaya bağlayan gece Katar tarafından desteklendiğini iddia ettikleri “terörist listesini” dünya kamuoyuyla paylaşmıştı. “Katar Devleti ve Katar’ın politik ajandasının hizmetinde” olduğundan şüphelenilen listede 59 kişi ve 12 kuruluş yer alıyordu. Söz konusu isimler arasında İsviçre’nin Cenevre kentindeki insan hakları savunuculuğu yapan Alkarama Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve Kurucu Üyesi iki Katarlı bulunuyor. Söz konusu kurucu üye, 2013 yılında Amerikan Hazinesi tarafından El Kaide’nin Suriye kolunu finanse ettiği suçlamalarının merkezindeydi ve emekliye ayrılmıştı.

Alkarama Vakfı’na ait senelik raporun kapak resmi: “Suudi Arabistan nasıl en eleştirel sesleri kesiyor.”

İsviçre medyasında RTS’nin sorularını yanıtlayan Alkarama Vakfı ise Körfez monarşileri arasındaki mevcut çatışma ortamında Suudi Arabistan’ın ve müttefiklerinin iddialarını reddetti. Vakfın yöneticisi Murat Dhina “Bunlar ciddiye alınamayacak saygınlığını yitirmiş ülkeler” derken, “Bizim için kayda değer değiller” ifadelerini kullandı. Dhina “Onların sorunu, bizim bu ülkelerdeki belgelenmiş zorla kayıp ve işkenceler üzerine çalışmamız ve Birleşmiş Milletler’e bildirmemiz. Bu da onlar tarafından ‘terörist’ olarak tanımlanmamıza yetiyor” diye konuştu.

Suudi Arabistan tarafından yayımlanan belge sonrası Katar yönetimi suçlamaların “dayanaksız” olduğunu duyurmuş, Katar Dışişleri Bakanı Muhammed Al-Thani ise “Söz konusu listede adı geçenlerin Katar’la hiçbir bağı bulunmadığını, hiçbir zaman Katar’da yaşamadıklarını ve de bulunmadıklarını” açıklamıştı.

 

 

 

Çeviren: Erdal Aktaş