“Bizim hayatımızı zorlaştırmazsanız en büyük yardımı yapmış olursunuz”

  Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı: Lütfen yolda bir görmeyen gördüğünüz zaman kolundan asılmayın. Arkasından itmeyin. Sesli olarak yardımcı olabilir miyim ya da yardımcı olmamı ister misiniz deyiniz. Kaldırımlara rastgele masa, sandalye, araba, tabela koymayınız…Biz engellilerle ilgili yasalar yönetmelikler değişti. Ancak zihinler aynı kaldı. Bu yasaları ve yönetmelikleri uygulayacak kişilerin ve kurumlarında zihinsel bir […]

 

Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı: Lütfen yolda bir görmeyen gördüğünüz zaman kolundan asılmayın. Arkasından itmeyin. Sesli olarak yardımcı olabilir miyim ya da yardımcı olmamı ister misiniz deyiniz. Kaldırımlara rastgele masa, sandalye, araba, tabela koymayınız…Biz engellilerle ilgili yasalar yönetmelikler değişti. Ancak zihinler aynı kaldı. Bu yasaları ve yönetmelikleri uygulayacak kişilerin ve kurumlarında zihinsel bir değişim geçirmesi gerekiyor.

Engelliler haftası dolayısıyla Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan’la  dernekle faaliyetlerini ve beklentilerini konuştuk.

Önce sizi tanıyalım Salih Bey…

Manisa Akhisar Kocakağan Köyü’nde doğdum. Bir-iki yıl sıra bekledikten sonra İzmirde’ki şimdiki adı Aşık Veysel Görme Engelliler okuluna başladım. Küçük yaşta anasının kucağından alınan çocuklar, her yerde körler okulu olmadığı için analı babalı yetim olarak büyümüşlerdir. Birçok arkadaşımız hala o yetim büyümenin sorunlarıyla baş

Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan

etmeye çalışıyor. Daha sonra kaynaştırma eğitimde Karabağlar Cumhuriyet Lisesinde okudum. Burada da yatılı okudum. Hayatımda en büyük hayalim bir gün okuldan eve evden okula gidebilmekti. Fakültede okurken de yurtta kaldım. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği okudum. O zamanda kitapları kasetlere okutarak ders çalıştım. 2000’li yıllardan 2006’ya kadar dernekte yöneticilik yaptım. 2006’da şube başkanı oldum.  Bir dönem tekrar yöneticiliğe geçtim. Daha sonra İzmir’e tayinim çıkınca tekrar başkan oldum. Şu an şube başkanıyım.

 

Faaliyetlerinizden de bahsedebilir misiniz?

Biz 1995’te İzmir’de şube açtık. Genel Merkez kuruluşu 1992. 2000 yılında kendi hizmet binamızı aldık. 2007’den itibaren, bilgisayar, temel sekreterlik, Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’na yönelik, web tasarım ve ney kursları açtık. Talep oluşması haline engellilerin kişisel gelişimlerini amaçlayan her kursu açabiliriz. Bizim en temel yaptığımız iş uzman danışmanlıktır. Bir grup genç kitap okumak istiyorlar. Daha sonra bir dernek kuruyorlar. Gelişen ve değişen ihtiyaçlara göre kendilerini yeniliyorlar. Bu dernek de üniversiteye hazırlık, İngilizce, bilgisayar atölyeleri ve farklı kurslar açıyorlar. Radyo-tv programları, gazete haberleriyle kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Engelli arkadaşlarımızın sorularını cevaplandırmaya ve ilgili yerlere yönlendirmeye çalışıyoruz. Derneğimizde uzun yıllar ‘görme engelli öğrencilerimizi hayata hazırlıyoruz’ etkinlikleri yaptık. Bu etkinliklerde ders çalıştırma kitap okuma oyun oynama ve spor yapma etkinliklerimiz gezilerimiz pikniklerimiz oldu. Kısacası engellilerle engelsizleri hayatı paylaşacakları bir ortam oluşturmaya çalıştık. Üyelerimize Ramazan ve Kurban aylarında ayni ve nakdi yardımlar kurban payları ve erzak yardımlarımız oldu. Ramazan’da iftar programlarımız gezi ve pikniklerimiz yaz döneminde deniz gezilerimiz düzenlendi. Derneğimizi farklı platformlarda kent konseylerinde engelli meclislerinde temsil etmeye çalışıyoruz. Radyo ve televizyon programlarımız, gazete haberlerimizle okullar yurtlar dernekler ve farklı ortamlarda engellik bilinci oluşturmaya çalıyoruz.

Toplumdan beklentileriniz nelerdir?

Engelli bir komşunuz varsa lütfen onunla tanışıp sohbet edin. Onu bir ‘acı’ olarak görmeyin. Anlamaya tanımaya çalışın. Onunla sohbet ederek iletişim kanallarını açık tutun. Ben şuna inanıyorum. Allah kusursuzdur. Yarattıkları da kusursuzdur. Bize mutlaka bir mesajı vardır. Ona ibretlik olarak bakın ve acıyın demiyorum. Birde her durumun insana kazandırdığı eksiler ve artılar vardır. Ben görmeyen biriyim. Görsel uyarılar olmadığı için bol bol kitap okudum, radyo ve televizyonla kültürümü geliştirdim. Bu benim için bir kazanımdır. Birde görme duyusunun ezdiği diğer duyuları da fark etmek ve mutlaka faydalanmak gerekiyor Dernekler, engelli dernekleriyle birlikte faaliyet gerçekleştirsinler. Kısacası engelliler her yerde görünür olsun. Görünürlük artar, iletişim kanalları da açık olursa önyargılar aza inecektir. Gözlerini kapatıp eline bastonu alıp yürüyüp bizim hayatımızla ilgili hiçbir öngörüsü olmaması bir gösteriden ibarettir. Doğan Cüceloğlu’nun tabiriyle “mış gibi” yapmaktır. Hâlbuki bizimle oturup bir çay içip birlikte film seyretmek bir kitabı okuyup tartışmak ona çok şey katardı. Bir filmi kitabı görmeyenin dünyasından dinlemek istemez miydiniz? İşte aramızda bir fark olmadığını o zaman görürdünüz. Biz bir kitabı sesli, kabartma ya da kitapla okuyoruz. Siz de mürekkep baskıdan. Yöntemlerimiz farklı ancak hayata bakışlarımız aynı. Yunus’un ifadesiyle “gelin tanış olalım işi kolay kılalım sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz”. Engellilerle birlikte yaşayın.

Eklemek istediğiniz başka bir nokta var mı?

Lütfen yolda bir görmeyen gördüğünüz zaman kolundan asılmayın. Arkasından itmeyin. Sesli olarak yardımcı olabilir miyim ya da yardımcı olmamı ister misiniz deyiniz. Kaldırımlara rastgele masa, sandalye, araba, tabela koymayınız. Bizim hayatımızı zorlaştırmazsanız en büyük yardımı yapmış olursunuz. Biz engellilerle ilgili yasalar yönetmelikler değişti. Ancak zihinler aynı kaldı. Bu yasaları ve yönetmelikleri uygulayacak kişilerin ve kurumlarında zihinsel bir değişim geçirmesi gerekiyor. O yüzden birlikte yaşama kültürünü artırmak gerekiyor.