İzmir’deki sivil toplum kuruşları soruyor: Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde neler oluyor?

08 Mayıs 2017
  İzmir’deki sivil toplum kuruluşları Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde yaşanan olaylarla ilgili bir basın açıklaması yaparak, “Hak İhlallerinin bir an önce son bulmasını ve  alınan önlemlerle ilgili olarak kamuoyuna bir açıklama yapılmasını talep ediyoruz’ dedi. Halkların Köprüsü, Hak İnisiyatifi İzmir, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi, MÜLTECİ-DER […]

 

İzmir’deki sivil toplum kuruluşları Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde yaşanan olaylarla ilgili bir basın açıklaması yaparak, “Hak İhlallerinin bir an önce son bulmasını ve  alınan önlemlerle ilgili olarak kamuoyuna bir açıklama yapılmasını talep ediyoruz’ dedi.

Halkların Köprüsü, Hak İnisiyatifi İzmir, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi, MÜLTECİ-DER ve Foça Barış Kadınları’nın imza ve destek verdiği açıklama, İzmir Alsancak’taki Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapıldı. Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi tarafından okunan basın açıklamasında, merkezin penceresinden çığlıklar duyulduğu belirtilerek, “Sokaktan geçen sıradan vatandaşlara kendi dillerinde ‘imdat’diye bağıran bu insanları duymazdan gelmeyeceğimizi kamuoyuna bildirmek istiyoruz. Bir süredir kurumlarımıza ulaşan şikayetler ve basına da yansıyan, pencerelerden çığlıklarla yardım isteyen insanlara ilişkin görüntüler ve devamında yayımlanan diğer haberler nedeniyle bu alanda çalışan sivil toplum üyeleri olarak bu açıklamayı yapma sorumluluğunu duyuyoruz. Buradan Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne, İzmir Göç İdaresi İl Müdürlüğü’ne ve Harmandalı Geri Gönderme Merkezi Müdürlüğü’ne sesleniyoruz; İnsan hakkı ihlallerinin bir an önce son bulmasını ve kamuoyuna alınan önlemler ile ilgili açıklama yapılmasını talep ediyoruz. Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nin kapılarını sivil topluma açıp şeffaflığın sağlanmasını talep ediyoruz. Özellikle burada tutulan kişilerin temel ihtiyaçları ve sosyalleşme ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için iş birliğine açık olduğumuzu, imkanlarımız doğrultusunda, gönüllü olarak bu insanlar için sosyal ve ekonomik faaliyetler yapabileceğimizi belirtmek istiyoruz. Tahminen toplam 4 milyon mülteciyi bünyesinde barındıran uluslararası arenada kendisini ‘mülteci dostu’bir ülke olarak lanse eden Türkiye için söz konusu iddiaların ivedilikle araştırılması gerekmektedir” denildi.

Avukat Eren Keskin

Basın açıklamasına katılan Avukat Eren Keskin de, kamp ve geri gönderme merkezlerinde sivil toplum kuruluşlarının inceleme yapabilmesine izin verilmesi gerektiğine değinerek “Geçici yönetmelikte buna ilişkin bir madde var, isterlerse bize bu izni verebilirler ancak bu izni vermemekte direniyorlar. Böylesi merkezler, eğer sivil topluma, insan hakları savunucularına kapalıysa orada insan hakları ihlali var demektir” diye konuştu.

MÜLTECİ-DER koordinatörü Pırıl Erçoban da, Türkiye’nin milyonlarca mülteciye kucak açmış bir ülke olarak hem mevzuatta hem uygulamada pek çok ülkeye örnek teşkil edebilecek gelişmeler yaşamışken geri gönderme merkezlerinde sorunların yaşanmasının kabul edilemez bir durum olduğunu belirterek, “Bu olanlara çözüm bulunması lazım. Adı üstünde sınır dışı edilmek üzere daha çok iltica, göç amaçlı ‘düzensiz hareket eden ‘kişilerin yakalandıktan sonra sınır dışı edilme amaçlı tutuldukları, alı kondukları yer. Biz şunu savunuyoruz iltica göç amaçlı hareket edenleri özgürlüğünden alı konmaması lazım. Böyle merkezlerin hiç olmaması lazım. Farklı alternatif çözümler bulunması lazım. Bu insanlar suçlu değil fakat suçlu muamelesi görüyorlar. Hakları konusunda bilgilendirmeler yapılmıyor. Tüm bunlar ciddi ihlal iddiaları. Bunların araştırılması gerekiyor” dedi.