Yeni Medya Çalışmaları III. Ulusal Kongre Genel Değerlendirme ve Kapanış Bildirgesi

14 Mart 2017
İki gün süren “Hak Odaklı Yeni Medya” temalı Yeni Medya Çalışmaları III. Ulusal Kongre’nin sona erdi. Türkiye’nin farklı kentlerinden ve üniversitelerinden (Anadolu, Ankara, Akdeniz, Gazi, Hacettepe, İstanbul, İnönü, Mersin, Çukurova, Gaziantep, Kocaeli, Ege, Erciyes, Süleyman Demirel, Dicle, İstanbul Bilgi, Koç, Marmara, Atılım, Başkent, Nişantaşı, Yeditepe, Bilkent, Üsküdar, İstanbul Arel, Kastamonu Üniversitelerinden) araştırmacıların ve Açık Veri […]

İki gün süren “Hak Odaklı Yeni Medya” temalı Yeni Medya Çalışmaları III. Ulusal Kongre’nin sona erdi. Türkiye’nin farklı kentlerinden ve üniversitelerinden (Anadolu, Ankara, Akdeniz, Gazi, Hacettepe, İstanbul, İnönü, Mersin, Çukurova, Gaziantep, Kocaeli, Ege, Erciyes, Süleyman Demirel, Dicle, İstanbul Bilgi, Koç, Marmara, Atılım, Başkent, Nişantaşı, Yeditepe, Bilkent, Üsküdar, İstanbul Arel, Kastamonu Üniversitelerinden) araştırmacıların ve Açık Veri ve Veri Gazeteciliği Derneği, KaosGL, Dijital Düşün, Korsan Parti ve Ankara Barosu gibi STK’ların atölye ve oturumlardaki geniş ölçekli katılımlarıyla gerçekleşti.

Kongre süresince hem Alternatif Bilişim Derneği’nin onursal üyesi Özgür Uçkan’ın anısına video gösterimi hem de bilim kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Yüksel’in anısına “İletişim Hakkı ve Dijital Haklar” özel oturumu yapıldı.

KAPANIŞ BİLDİRGESİ

Kongrenin temasını “hak odaklı yeni medya” olarak seçerken, bir yandan yeni medya ortamlarının siyasal, toplumsal ve ekonomik hakların, siyasal katılımın ve örgütlenmenin, savunuculuğun, ifade ve bilgiye erişim hakkının, ağ tarafsızlığının ve özgür yazılımın, açık kaynak kodların, açık erişim olanaklarının gündelik yaşamda yurttaşlara sağlayacağı olanakları; öte yandan da bu dizginin tam karşısında erişim eşitsizliklerinin, erişim engellemelerinin, oto-sansürün, sansürün, dijital eşitsizliklerin, ayrımcı-nefret söyleminin ve linç dilinin, telif ve mülkiyet hakları sınırlamasının, dijital gözetim, veri gözetimi, büyük veri analizine dayalı yurttaşın metalaşmasını/nesneleşmesini ve özünde kendi varlığına yabancılaşmasını, kişisel verilerden değer yaratımını, gündelik yaşamda mahremiyet algısının dönüşümünü, gayri maddi emek üretim sürecini de tartışmak istedik.

Gerek dünyada gerekse Türkiye’de siyasetin araçsallaşmasındaki egemen vurgu, kitle iletişim araçları ve yeni medya ortamlarındaki içerik üretimini de benzeri şekilde etkilemiştir. Kongre süresince tartışılan konuların odak noktasını her türlü kitle iletişim aracında iletişim ve yeni medya ortamlarında ben-öteki algısının üretimini sorgulayan, ben’in öteki ile ontolojik kuruluşunu tamamlayacak yeni bir etik, yeni bir siyaset, yeni tartışma/müzakere ve diyalog mekanları, öznenin kendi varlığına ilişkin özdüşünümsellik ile müştereklik/ortaklaşma gereksinimi oluşturdu.

Yeni medya ortamları ve dijital ağlar, deneyim alanı olarak gündelik yaşamımızın önemli ve ayrılmaz bir bileşeni olmuştur. Temel sorunlarımızdan biri, bir dijital uzamın tekno-sosyal dinamiklerinin nasıl anlamlandırılacağı, toplumsal, bireysel ve ekonomik düzlemlerde gerçekleşen deneyimin etik zemininin nasıl kurulacağıdır. Hak odaklı yeni medya tartışması bu nedenle etiği, eleştirel ve özdüşünümsel olmayı merkeze alır.

Bu temelde ortaklaşma gereksinimi siyasal ve ekonomik işbirliğini, ortak iyi etrafında örülü erdemlere temelli bir etik kavrayışı/idrakı ve hiç kuşkusuz yeni ekonomik bir örgütlenme modelini de gerekli kılmaktadır. Bu kavrayış içerisinde tüm bileşenlerin insan haklarını, hakları odağa koyarak uyumlu biçimde işlemeleri ve sorumluluk taşımaları gerektiğini düşünüyoruz.

“Dijital hak üniversitesi” gibi yeni yapıların kurulması önerisi de Kongre sürecinde gelişti. Kongrenin bir somut saptaması da “her yerin akademi” olabilirliğini ve bunun olanaklarını gösterebilmesi oldu. Tüm krizlere rağmen bu deneyimi üniversite bağlamında mekanın hiyerarşi kuran yapısına bir alternatif olarak okumak da olanaklı. Daha demokratik bilgi üretim ve paylaşım yapıları üzerine düşünmeliyiz.

Ne aradığını bilen, İnternet topluluğunu aktif katılımı ile geliştiren, bilgi üreten, yeni medya okuryazarı olan, barışçıl bir söylemi inşa eden kullanıcı birey, hak odaklı yaklaşımın geliştirilmesinin garantisini oluşturur. Bu kendi başına gerçekleşecek değildir, bu tüm taraflar arasında diyaloğu gerektirir.

İnsan Hakları, evrensellik ve eşitlik ilkeleri gereği çevrimiçi ve çevrimdışı olmaksızın bir bütün olarak kavranmalıdır.

İfade özgürlüğünün, birlikte eyleme ve düşünme özgürlüğünün gerçekleşebilmesi için yeni yapılar ve yöntemler üzerine düşünmeliyiz. Bu bağlamda, ortak hedefler, çok merkezlilik, ortak üretim ve yatay örgütlenmelerin olanaklılığını iktidarın kılcal yapılarından başlayarak, makro politika yapımına doğru birlikte düşünmeli, örnekleri beslemeli, paylaşmalı, çoğaltmalıyız.