Eşitlik Ne Zaman Kazandırır?: Kadının Güçlenmesi Prensipleri Uygulama Rehberi Tanıtım Toplantısı İzlenimleri

Kadının Güçlenmesi Prensipleri Uygulama Rehberi tanıtım toplantısı özel sektörün kadının güçlenmesi için atacağı öncü adımlar için önemli bir başlangıçtı ve salondaki tüm katılımcıları için umut vericiydi. Ancak yine de kapsayıcılık, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadelenin içselleştirilmesi gibi gündemlerde daha katedilecek çok yol var. 25 Ocak 2017 Çarşamba günü Kadının Güçlenmesi Prensipleri Uygulama Rehberi’nin* tanıtım toplantısındaydım. […]

Kadının Güçlenmesi Prensipleri Uygulama Rehberi tanıtım toplantısı özel sektörün kadının güçlenmesi için atacağı öncü adımlar için önemli bir başlangıçtı ve salondaki tüm katılımcıları için umut vericiydi. Ancak yine de kapsayıcılık, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadelenin içselleştirilmesi gibi gündemlerde daha katedilecek çok yol var.

25 Ocak 2017 Çarşamba günü Kadının Güçlenmesi Prensipleri Uygulama Rehberi’nin* tanıtım toplantısındaydım. Rehberin kaleme alınması aşamasında çalışan kişilerden biri olarak etkinliğin benim için ne kadar heyecan verici olduğunu tahmin etmek güç değil. İki yılı aşkın süre yoğun emek verilen, benim için de oldukça öğretici olan bu süreçte, kendi adıma kadının ekonomik güçlenmesini kadın meselesi içerisinde ne kadar tali gördüğümü tekrar tekrar idrak etme şansım oldu. Sanki kadınlar şiddetten, her türlü ayrımcılıktan kurtulacaklar, sonrasında da sıra ekonomik güçlenmeye gelecekti. Bir kadının kocasının şiddetinden kurtulmak için ihtiyaç duyduğu maddi altyapı, ya da bir kadının toplum içerisinde var olmak için ihtiyaç duyduğu parayı nereden kazanacağı hiçbir zaman birincil olarak gündemime girmedi. Hayatım boyunca çeşitli para kazanma olanaklarına sahiptim ve görece bu olanaklara kolayca erişebilme şansım vardı, kendi hayatımda kolayca özgürlük alanları kurabildim. Ve sanırım biraz da kapitalizm karşıtı ve sistem dışı muhalifliği (“yanlış” bir şekilde) garip bir toplum dışılık ve yüzleşmelerden ve özellikle sermayenin merkeziyle yüz yüze gelmekten kaçma olarak kurguladım – ki bunun birçok kapitalizm karşıtı birçok insan için geçerli bir problematik olduğunu düşünüyorum. Tüm bunlar da kadınların tüm hayatları boyunca öyle ya da böyle maruz kaldıkları ekonomik güçlüklerle mücadelede ne yapabilecekleri üzerine düşünmemin önünde garip bir duvar örmüş. Bu uygulama rehberini hazırlama süreci, benim adıma böyle bir dönüşüme vesile olmuş oldu.

Bu rehberin son haline kavuşmasının ardından gerçekleştirilen tanıtım etkinliğinde ise kendi adıma başka bir yüzleşme yaşadım: Yaklaşık 200 kişinin olduğu salondaki tek başörtülü kadındım. Uzun yıllardır bu duruma alışkın olmakla ve başörtülü olma durumumu var olduğum alanlarda bir değişken olarak kabul etmek istememekle birlikte, yine de gözlerim kendini dindar ya da muhafazakar olarak tanımlayan kurum ve kuruluşların temsilcilerini, özelde de kadın temsilcilerini de orada görmek istedi. Kadının güçlenmesi prensipleri, özel sektör açısından uygulandıkları takdirde oldukça radikal ve kapsamlı değişikliklere yön verme potansiyeli olan prensipler. Bunun yanı sıra bu prensipleri imzalayan şirketler arasında (ki imzacı sayısının 150’ye çıkmış olması ve bu sayıyla Türkiye’nin WEPs imzacısı sayısı açısından dünyada 2. oluyor olması oldukça ilginç bir bilgi) kadının güçlenmesi açısından samimi ya da değil büyük bir ağın aksiyona geçme konusunda taahhütte bulunduğunu gösteriyor. Ancak ben biliyorum ki, bu ağın Türkiye geneline yayılması ve toplumsal bir dönüşüme vesile olması için tüm kimliklerin özel sektördeki var oluşunu kapsaması gerekiyor. Bu anlamda uygulama rehberi tanıtım toplantısı önemli bir adıma işaret etse de, WEPs imzacılarının ve UN Women dahil olmak üzere bu alanda çalışan tüm kurumların kapsayıcılık üzerine kafa yorması gerekiyor.

Bunun dışında etkinliğin ikinci panelinde şirket örnekleri konuşulurken esnek çalışmaya, evden çalışmaya özel bir vurgu yapıldı. Her ne kadar şirket temsilcileri bu uygulamaların hem kadın hem de erkekler tarafından yararlanılabilir bir durumda olduğunu ifade ediyor olsalar da, kadın ve erkeklerin bu uygulamalardan eşit bir şekilde yararlanması konusunda bir önlemin var olmadığı ortadaydı. Tüm etkinlik boyunca kadınların üzerindeki bakım yükünü paylaşmaya yönelik vurgu yapılmış olsa da, günün sonunda yine kadınların çocuklarının okulla ilgili işlerinden, evdeki tamir vs. işlerini takibe kadar birçok konuda sorumluluk almak zorunda hissetmesinin bir gerçeklik olarak kabul edilmesi hissi dinleyiciler tarafında oturan bana yoğun bir şekilde geçti. Tüm bu konuşmalar esnasında zaten asıl vurgu beyaz yakalılaraydı. Tüm bu uygulamaların mavi yakalılar ve tedarik zincirindeki diğer küçük işletmeler için ne anlam ifade ettiğini anlamak mümkün değildi. Konuşmacılar tarafından bu resme yalnızca kadın girişimciler dahil edildi, ki burada da kadınlar da yine “kadın işlerinde” çalışıyor, toplumsal cinsiyet rollerinin kadına yükledikleriyle radikal bir mücadele görüntüsü böylesi öncü şirketlerde dahi açıkça görülmüyordu. Kısacası, alınacak çok yol olduğu ve özellikle bakış açısında radikal bir dönüşümün ihtiyacı açıkça hissediliyordu.

Tüm bunlara rağmen, plaketlerin verilmesi aşamasında oluşan kalabalık görüntü, kadınların güçlenmesi ve özelde de kadınların ekonomik güçlenmesi aşamasında en önemli aktörlerden biri olan özel sektörün aksiyona geçmesine dair benim ve salondaki birçok kişinin umudunu artırdı. Kadının güçlenmesine dair özel sektörü ilgilendiren tüm gündemlere dair kapsayıcı önerileri içeren Uygulama Rehberi’nin bu imzacı şirketler tarafından uygulanması ve çalışan, müşteri ve tedarikçi ağları içerisinde de yaygınlaşması Türkiye’de önemli ve radikal bir değişikliğe sebep olma potansiyeline sahip.

Son olarak, Nur Ger, paneldeki moderasyonu esnasında yaptığı konuşmasında McKinsey gibi önemli araştırma şirketleri tarafından yapılan araştırmalarda yer alan kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için 200 seneden fazla zamana ihtiyaç olduğuna yönelik ifadelere inanmadığını ifade etti; bu toplantıya katılan kişilerin ve kurumların, erkek ve kadınların birlikte hareket etmesi durumunda kısa sürede önemli gelişmelerin kaydedileceğine dair umudu olduğunu söyledi. Özel sektör içerisinden böyle bir inisiyatifin alınmış olması, böylesi bir hareketin varlığı ve umutlu olduğunu ifadesi, kadının ekonomik güçlenmesine kafa yorulması benim için ilham verici oldu. Darısı benim gibi “ayrıcalıklı” diğer kadınların başına.

*Rehberin tam metni için bkz: UN WOMEN

Rumeysa Çamdereli

Üyelik Tarihi: 02 Ocak 2017
26 içerik
Yazarın Tüm Yazılarını Gör