Türkiye’de çocuk oyun hakkı

Oyun, çocukların en temel ihtiyaçlarından biri. Çocuklar oyun oynarken merak eder, araştırır, eğlenir, paylaşır, kendini ifade eder, deneyimler, öğrenir. Çocuğun hareket etme biçimi olan oyun ona fiziksel gelişimi için ortam sunarken problem çözme, yaratıcılık ve sosyalleşme gibi bilişsel becerilerinin gelişmesine de yardımcı olur. Çocuğun kendisini iyi hissetmesi, mutlu olmasını sağlayan oyun, aynı zamanda çocuğun mental […]

Oyun, çocukların en temel ihtiyaçlarından biri. Çocuklar oyun oynarken merak eder, araştırır, eğlenir, paylaşır, kendini ifade eder, deneyimler, öğrenir. Çocuğun hareket etme biçimi olan oyun ona fiziksel gelişimi için ortam sunarken problem çözme, yaratıcılık ve sosyalleşme gibi bilişsel becerilerinin gelişmesine de yardımcı olur. Çocuğun kendisini iyi hissetmesi, mutlu olmasını sağlayan oyun, aynı zamanda çocuğun mental gelişimine de katkı sağlar.

 

Çocukların oyun oynamasının önünde birçok engel var

Bugün, çocuk oyun hakkının önünde alarm veren bazı eğilimler olduğunu görüyoruz.

Toplumda oyunun öneminin göz ardı edilmesi, ailelerin aşırı korumacı tutumları, çocukların özgürce ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda oynayabilecekleri oyun alanlarının yetersizliği, oyun alanları olsa dahi bu oyun alanlarına artan kentleşme, trafik, ulaşım sorunu nedeniyle erişimdeki yetersizlikler, oyun alanlarının günümüz çocuklarının algı ve beklentilerini karşılamayan tek tip ve geleneksel oyun alanlarından oluşması, teknolojik gelişmelerle evde ekran karşısında yapılabilecek aktivitelerin ve evde hareketsiz geçirilen zamanın artması, rekabete dayalı spor oyunlarının bazı çocukları oyundan uzaklaştırması, çocukların okul, okul sonrası ve hafta sonu gibi gündelik zamanlarının tamamının yetişkinler tarafından planlanıp yönetilmesi ve erken yaşta gelen okul başarısı baskısı çocukların oyun oynamalarının önünde engel oluşturabiliyor.

ayd rop 2

Oyun bir çocuk hakkıdır

Oysa oyun oynamak çocuğun beslenme, sağlık, barınma ve eğitim gibi en temel ihtiyaçları arasında yer alan yasalarla da güvence altına alınmış bir çocuk hakkı. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 31. maddesi çocuğun oyun hakkını tanımlıyor.  Bu sözleşmeyle çocuk oyun hakkının ülke politikalarına, programlarına ve hizmetlerine uygun bir şekilde korunacağı ve geliştirileceği taahhüt edilmiş oluyor.

Türkiye 1990 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamıştır. 1994 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sözleşme onaylanmış ve 1995 yılı başında Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak çocuk oyun hakkı sadece kamu politikaları sınırları içerisinde tanımlanabilecek bir konu değil. Çocukların oyun olanakları sağlanması ve bu olanakların iyileştirilmesi için sağlık alanında çalışanlardan, şehir planlamacılara, eğitimcilerden sivil toplum kuruluşlarına kadar çocuğun temas ettiği tüm paydaşlara önemli roller düşüyor ve çocuklara oyun imkanları yaratmak altyapısal olduğu kadar zihinlerde de bir dönüşüm gerektiriyor. Çocuklara göre oyun hayatlarının en önemli parçalarından biri, çocuklar oyuna ayrılan zamana, oynama özgürlüğüne ve kaliteli oyun alanlarına değer veriyorlar. Yetişkinler olarak da özellikle ebeveynlerin tutumu çocuğun oyun oynaması açısından fırsatlar sunuyor.

Çocuklar oyun oynarken öğrenir. En önemlisi çocuklar oyun sırasında öğrenmeyi öğrenir

Günümüzde birçok ebeveyn okul başarısı baskısı nedeniyle çocuklarının gündelik zamanlarını planlayıp yönetiyor. Böyle olunca çocukların serbestçe oyun oynayabilecekleri zamanlar ve alanlar kısıtlanıyor. Oysa çocuklar oyun oynarken öğreniyor. En önemlisi çocuklar oyun sırasında öğrenmeyi öğreniyor. Bu da çocukların okul başarısını doğrudan etkiliyor. Bu nedenle çocukların gündelik yaşantısında oyun oynayabilecekleri zaman ve alan dengesini sağlamak önemli hale geliyor.

Oyun oynamak çocukların günlük fiziksel aktivite ihtiyacını karşılamasına yardımcı olur

ayd rop 3

Teknolojik gelişmelerle evde ekran karşısında yapılabilecek aktivitelerin sayısı arttı. Dijital teknoloji sektörü hem ebeveynler hem de çocuklar için ekran karşısında yapılabilecek birçok etkinlik ve imkan sunarken bir taraftan da evde hareketsiz geçirilen zamanın artmasına neden oluyor. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam içinse düzenli fiziksel aktiviteye ihtiyacımız var. Dünya Sağlık Örgütü çocuklar için günde en az 60 dakika orta şiddetli fiziksel aktivite öneriyor. Çocukların ihtiyacı olan günlük fiziksel aktiviteyi karşılamaları içinse oyun en önemli araçlardan biri. Bu nedenle anne ve babaların çocuklarının sağlıklı gelişimleri için ev içinde veya dışında çocuklarıyla birlikte hareket ederek eğlenebilecekleri oyun ortamı ve zamanı yaratmaları önemli.

Çocuk oyun hakkı ile ilgili güncel çalışmalar için aktif yaşam tarzını ve fiziksel aktiviteyi gündelik yaşamın her alanına ve anına yaygınlaştırmayı hedefleyen ve Uluslararası Oyun Derneği’nin (IPA) Türkiye temsilcisi olarak çocuk oyun hakkı alanında çalışan Aktif Yaşam Derneği Oyun Çalışmaları Birimi‘ni takip edebilirsiniz.

Ana Fotoğraf: Ragıp Sarı