AİHM Alevileri haklı buldu: Peki karar uygulanacak mı?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), cemevlerinin statüsüyle ilgili davada Alevileri haklı buldu. Kararı ADO Alevi Düşünce Ocağı Başkanı ve Cem Vakfı kurulucularından Doğan Bermek ve Pir Sultan Abdal Derneği Sultanbeyli Eski Şube Başkanı Sadegül Çavuş Çiftçi ile konuştuk. Cemevlerinin Türkiye’de resmen ibadethane olarak tanınması amacıyla açılan davada AİHM Büyük Dairesi, cemevlerinin statüsü hakkında nihai kararını duyurdu. […]

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), cemevlerinin statüsüyle ilgili davada Alevileri haklı buldu. Kararı ADO Alevi Düşünce Ocağı Başkanı ve Cem Vakfı kurulucularından Doğan Bermek ve Pir Sultan Abdal Derneği Sultanbeyli Eski Şube Başkanı Sadegül Çavuş Çiftçi ile konuştuk.

Cemevlerinin Türkiye’de resmen ibadethane olarak tanınması amacıyla açılan davada AİHM Büyük Dairesi, cemevlerinin statüsü hakkında nihai kararını duyurdu. Strasbourg’daki mahkeme, cemevlerinin statüsü konusunda açılan davada Alevileri haklı buldu. Cem Vakfı ve 202 Alevi vatandaş tarafından açılan davanın duruşması Haziran 2015’te yapılmıştı. Türkiye’de konuyla ilgili 11 yıl önce açılan davada iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından dosya 5 yıl önce AİHM’e taşınmıştı.

‘STK’lar kararı duyup seviniyor, sonra da uygulanmasını umut etmeye başlıyor. Asıl süreç şimdi başlıyor, sivil toplum kuruluşları kararın uygulanmasının takipçisi olmalı’

Karar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Doğan Bermek: Karar hakkında düşünecek çok fazla bir şey yok, zaten karar çok berrak. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 4 ve 6. maddeleri uyarınca bu kararı bekliyorduk zaten. Fakat uygulamayla ilgili düşüncelerim var tabii ki. Bu kararı duymak istemeyen bir devlet var, uygulamak istemeyen bir hükümet var. Bu kararın doğru bir şekilde uygulanabilmesi ve takibi için gerekli kamuoyunun oluşması lazım. Bu konuda çok fazla çalışmak gerekiyor fakat maalesef Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları bunu doğru algılamaktan aciz. Şöyle ki bu kararı duyup seviniyor. Sonra da bu kararın uygulanmasını umut etmeye başlıyor.

Sadegül Çavuş Çiftçi: Biz yıllardır veriyoruz bu mücadeleyi. Birçok yerde de cemevleri yerelde ibadethane statüsü kazanabildi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bunu kabul edip Türkiye’yi mahkum etti. Fakat kararın ülkemizde çok fazla uygulanacağını zannetmiyorum. Bu karar bizim için gerçekten önemli ama AİHM’in almış olduğu o kadar çok karar var ki ülkemiz çoğunu uygulamıyor, bunu görüyoruz.

‘Karar uygulanırsa Aleviler kendi inançlarını ve kültürünü öğretmek için rahatlıkla cemevleri inşa edebilecek. Fakat umudumuz yok.’

Sadegül Çavuş Çiftçi: Eğer kararın uygulanacağını varsayarsak Aleviler kendi inançlarını ve kültürünü öğretmek için rahatlıkla cemevleri inşa edebilecek. Biz Sultanbeyli’de bir cemevi yapmak için 13-14 yılımızı verdik. Yasal yollara başvurduk ama o kadar çok engel çıktı ki karşımıza. Oysa biz enerjimizi bunlara harcamak yerine kendi kültür ve inancımızı öğretmekle uğraşsaydık bugün bizim için çok daha iyi olacaktı. Fakat biz bunu yapamadık. Eğer karar uygulanırsa bizim için çok daha rahat olacak fakat bundan çok umudumuz yok, herhalde yine mahkemelerde kavga etmeye devam edeceğiz.

Bu süreçte STK’lara ne tür roller düşüyor?

Doğan Bermek: Kararın uygulanması için STK’ların ellerini taşın altına koyup bu konuları detaylandırması lazım. Orada bahsi geçen her konu ile ilgili dosyaların tamamlanması, Türkiye’de bu konuyla ilgili adım atıldıkça, atılmadıkça veya yanlış adım atıldıkça kararın uygulayıcısı Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi’ne doğru bilgilerin aktarılması lazım. Yani kararı mahkeme veriyor sonra uygulanması için bakanlık komitesine aktarıyor. Bakanlar Komitesi bu kararı takip ederken kararın lehtarlarından doğru bilgi almaya çalışır. Fakat kararın lehtarları sesini kesip kaybolursa Türkiye hükümeti ona 5 bin Euro vererek, buna 3 bin Euro vererek atlatıyor kararların yönetmeliklere ve yasalara aktarılmasıyla ilgili yükümlülükleri. Bu işi sivil toplum kuruluşları takip etmek zorunda, sonuçta biz kamu kuruluşu veya parti değiliz. Mesela CHP para kazandı davadan ve parasını alana kadar uğraşması gerekir. Fakat parayla ilgili konularda devlet çok rahat. Hemen veriyor parayı, dosyayı kapatıyor. Şimdi burada hak meselesi var ve orada bahsi geçen haklar Türkiye’deki birçok konuya değiniyor. İşe giriş mülakatlarında yapılan ayrımcılık dahil, uygulanan ayrımcılıkların bir listesi var kararda. Örneğin inanç gruplarının kendi din adamlarını yetiştirme hakkı olmaması. Bugün imam yetiştirilebiliyor ama Aleviler kendi din adamlarını yetiştiremiyor.

İlahiyat fakülteleri var fakat ilahiyat fakülteleri ilahiyat öğretmiyor, sünnilik öğretiyor. Oysa bütün inançlar orada kendisine bir kürsü bulabilmeli. Bunlardan bahsediyorum, bunların açılması, detaylandırılması ve takip edilmesi lazım.

‘Kararın uygulanmasını sağlamak için inanç kuruluşlarının dayanışması gerekiyor’

Bundan sonraki süreçte STK’ların üzerine büyük iş düşüyor. Buraya kadarki kısmı kolay olandı. Türkiye’de bunlar bunlar yanlış diyorsunuz, açıyorsunuz davayı. Biz bu davayı 2005’te açtık. Ankara’da, Alevi Federasyonu Vakıflarını kurduğumuz zaman iki dava açtık. Davalardan birisi Eylül 2014’te bitti ve Şubat 2015’te kesinleşmişti, zorunlu din dersleri davası. Diğeri de işte bugün bitti. Fakat bakıyorum şimdi Şubat 2015’te kesinleşen davayla ilgili yetkili kurumlarla iletişim içinde olan bir tek kuruluş var o da biziz, Alevi Düşünce Ocağı. Benim elimin altında bir akademik kadrom yok fakat Adalet Bakanlığı profesörlere, uzmanlara gereken bedelleri ödüyor ve gerekli belgeleri yazdırıyor. Benim böyle bir imkanım yok, bu yüzden doğru dili kurabilmek için Alevi kuruluşlarının veya inanç kuruluşlarının dayanışması gerekiyor. İnanç kuruluşlarının kanunları öğrenmesi, takip etmesi, bunları takip edecek bir birim oluşturması lazım. Bu bir uzmanlık gerektiriyor. Küçük inanç gruplarının tek başlarına altlarından kalkabileceği işler değil bunlar. Hakikaten uluslarası hukuku bilen, Avrupa Birliği müfredatını bilen, yöntemlerini bilen insanlar lazım bize. Bu insanların olduğu birimleri oluşturmak için ortak davranmamız lazım. Fakat bütün gruplar çok çekingen bu konuda.