Geçmişten günümüze sosyal yardımlar

25 Aralık 2015
Türkiye Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA, Türkiye’nin 2002 öncesi ve sonrasına dair sosyal yardımları,  bu alandaki değişimi ve dönüşümü, dünyadaki uygulamaları inceleyen bir analiz yayınladı. Erdal Tanas Karagöl ve Nergis Dama imzalı çalışma, sosyal yardımların bir “hayırseverlik” olgusu değil,  insan hakkı olduğunu, uygulanmasında önceden belirlenmiş objektif kriterlere dayanan “hak temelli” adil ilkeler benimsenmesi gerektiğini […]

Türkiye Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA, Türkiye’nin 2002 öncesi ve sonrasına dair sosyal yardımları,  bu alandaki değişimi ve dönüşümü, dünyadaki uygulamaları inceleyen bir analiz yayınladı. Erdal Tanas Karagöl ve Nergis Dama imzalı çalışma, sosyal yardımların bir “hayırseverlik” olgusu değil,  insan hakkı olduğunu, uygulanmasında önceden belirlenmiş objektif kriterlere dayanan “hak temelli” adil ilkeler benimsenmesi gerektiğini belirtiyor.

2002 yılı öncesinde, özellikle 1980’li yıllarda şehirleşmeyle birlikte artan işsizliğin, dolayısıyla yoksulluğun, sosyal yardım uygulamalarının hayata geçirilmesine kapı araladığını belirten çalışma, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Yeşil Kart uygulamasını, Darülaceze aracılığıyla öksüz ve yetim çocuklara yapılan yardımları buna örnek olarak gösteriyor. Yanı sıra, belediyeler, il özel idareleri ve sivil toplum kuruluşlarının sosyal yardım faaliyetlerinde aldığı rolden söz ediyor. Bu çok başlılık 1986 yılında, halk arasında “Fak-Fuk Fon” olarak bilinen, “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu”nun kurulmasıyla aşılmaya çalışılıyor.

Ancak çalışmaya göre 1990’lı yıllarda, sosyal yardım politikalarının uygulanmasında ilgili kuruluşlar arasında etkin bir işbirliği sağlanamıyor, dağınık yapı 2000 yılına kadar sürüyor. 2001 ekonomik krizinden sonra yoksul olan veya yoksulluk sınırının altına düşme riski taşıyan kesim, ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturur hale geliyor. Çalışma, AK Parti’nin sosyal yardımlar alanında köklü bir değişim sürecini başlattığını ifade ediyor. Hayata geçirilen uygulamalarla GSYH’nin yüzde 0,5’ini oluşturan sosyal yardım oranının 2014 yılında yüzde 1,38’e yükseldiği belirtiliyor. Ancak ekonomik ve sosyal açıdan önemli kazanımların elde edilmesini sağlamış olsa da sosyal yardımların arzu edilen seviyeyi yakalanamadığı da belirtiliyor.

AB VE OECD’DE GSYH’YE ORANI %2,5, TÜRKİYE’DE %1,4

Çalışmaya göre, AB ve OECD ülkelerinde sosyal yardımların GSYH’ye oranı ortalama olarak yüzde 2,5 iken, Türkiye’de yaklaşık yüzde 1,4 seviyelerinde. Orta vadede istenen ise yüzde 2’ye çıkartılması. Çalışma bu hedefe ulaşmak ve bunun da ötesinde yeniden bir değişim sürecinin başlaması için yapılması gerekenleri de içeriyor.

Metnin tamamı için tıklayınız.